top of page

Dağarcık - Eylül 2010 (2. Baskı)

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 24 Mar 2021
  • 1 dakikada okunur

Geçmişe Özlem


Evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Annesi çocuğuna

verdiği şeyden bize de gönderirdi. Bazen bir kurabiye, bazen bir meyve .


Biz Eskiden


ree

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı. Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım. Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi. Her yere birlikte giderdik;

Zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki… En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani. Kafelerde, AVM’lerde buluşmazdık. Okula arkadaşlarımızla birlikte gider gelirdik, oynaya, zıplaya.

Servis falan yoktu. Yürümekten ayakkabılarımız eskirdi. Bazen çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık. Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik. Ya da pencereden bize bir sürahi, bir bardak uzatırlardı;

Hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik. Evine gidip gelen - ki sadece çişi gelen giderdi evine –

Elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Anneleri çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi. Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu. Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.

Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık. Azar işitip, acillere taşınmazdık.

Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.

Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim. Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki.



ree

 
 
 

Yorumlar


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page