Dağarcık – Kasım 2008 (2. Baskı)
- Rıza Katı
- 1 Kas 2008
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Nis 2021

Şeyh Sadi’den Özlü Sözler
* Günahtan kaçınmayan bilgin, meşale tutan bir kördür. Doğru yolu gösterir, kendisi görmez.
* Ya kırmızı gülden ayrı yaşamalı ya da dikenin acılarını hoş görmeli.
* Ne karınca zayıf olmakla aç kalır, ne de aslan pençesinin ve kuvvetinin zoruyla karın doyurur.
* Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır ya varmaz.
* Define ile yılan, gülle diken, sevinçle gam bir aradadır.

Düşündüren Öykü
( İngiltere de ilkokullarda okuma kitabı olarak okutulan "The Little Red Hen" kitabı’ndan alınmıştır)
Kırmızı İbikli Küçük Tavuk
Vaktiyle bir çiftlikte kırmızı ibikli küçük bir tavuk yaşarmış. Tavuk kendi yiyeceğini kendisi bulur, bu güzel çiftlikte kendi halinde yaşarmış. Ancak hayatı hep günlük aynı şeyleri yaparak geçtiği için oldukça monotonmuş ve bu hayattan sıkılmaya başlamış. Bir gün kendi kendine; “kafamı kullanarak müteşebbis olmalıyım, işleri büyütmeliyim, çok kar edip zengin bir hayat sürmeliyim” demiş. Etraftan bulduğu buğday tanelerini biriktirip, sonra bunları ekerek daha çok yiyecek elde edeceğini düşünmüş. Ancak nasıl ekeceğini bilmediği için arkadaşlarından yardım istemiş:
Ördek; "Ben bilmem, ancak duyduğuma göre kahve daha çok para kazandırıyormuş, bende kahve tohumu var istersen sana kahve tohumu satabilirim. Buğday yerine kahve ekersin. Böylece daha çok zengin olur, çok para kazanır, yem olarak daha çok buğday alırsın” demiş. Bu cevapla yetinmeyen Tavuk domuza gitmiş ve bu konuda ondan yardım talep etmiş.
Domuz; “Ben yardım edemem, ancak kahve ekersen ürünlerini ben satın alabilirim." demiş.
Olanları takip eden fare bilgiç bir eda ile hemen atılmış; "Ben de buğday ekiminden anlamam ancak kahve konusunda ördeğin ve domuzun fikrine katılıyorum, kahve ekmek için gereken parayı sana borç verebilirim, sen de bana hasattan sonra ödersin" demiş.
Ticaretten ve tarımdan hiç anlamayan Kırmızı İbikli Şirin Tavuk, bu sözler sonrasında kahve ekmeye karar vermiş, buğdaydan caymış. Ancak kahve nasıl ekilir bilmediğinden yine yardım istemiş: "- Kahve ekmek için bana yardım edebilir misin?" diyerek önce çiftlik arkadaşı ördeğe gitmiş.
Ördek: "Ben bu konuda da yeterli bilgi sahibi değilim, bu yüzden sana yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken gübreyi sana satabilirim" demiş.
Domuz : "Ben de kahve yetiştirmekten anlamam ancak kahveleri böceklerin dokunmalarından korumak için ilaca gereksinimin var, istersen sana ilaç satarım" demiş.
Sırada bekleyen fare ise; "Gübre ile ilaç için gereken parayı istersen sana borç olarak veririm" demiş.
Sonunda Kırmızı İbikli Küçük Tavuk kahve ekmek için çalışmaya başlamış, kendi kendine pek çok engeli aşmış, buğday yetiştirmekten daha zor olan kahveyi yetiştirmeyi başarmış. Hasat günü gelmiş, gerçekten de tavuk çok fazla kahve ürünü elde etmiş. Hasattan sonra kendisine bu anlamda yol gösteren ve teşvik eden çiftlik arkadaşlarını çağırmış; "- Kahveleri satmama kim yardım edecek?" demiş.
Ördek: "Ben yardım edemem, ancak kahveleri işlemek ve paketlemek için benim yapımevime getirsen ücreti mukabilinde sana yardımcı olurum” demiş.
Domuz; "Ben de yardım edemem, doğrusu bu yıl her önüne gelen kahve ektiği için kahve değerleri çok düştü, senin kahven de bu anlamda çok fazla para etmez" demiş.
Fare ise; "Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödeme vakti geldi, ödemeni bekliyorum” demiş.
Sonunda Kırmızı İbikli Küçük Tavuk gerçekle yüz yüze kalmış, buğday yerine kahve ekmenin büyük bir yanlış olduğunu anlamış, borç içinde imiş, yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek için yine yardım istemiş: "Yiyecek bir kaç lokma bulmama kim yardım edecek?" demiş.
Ördek; “Ben yardım edemem, senin hiç paran yok."
Domuz; "Ben de yardım edemem, doğrusu herkes kahve ektiği için buğday eken de kalmadı, yiyecek yok."
Fare; "Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para yerine senin tarlanı almak zorundayım” demiş ve tarlaya el koymuş. Bu arada arkadaşına da bir iyilik yapmaktan da geri durmamış, Kırmızı İbikli Küçük Tavuğa; “iyi bir tavuk olursan, belki senin o tarlada boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday yetiştirmene izin verebilirim” demiş.
Şimdilerde bizim Kırmızı İbikli Küçük Tavuğumuz, artık farenin olan eski tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor.







Yorumlar