Dağarcık - Kasım 2012 (2. baskı)

ÜNLÜ SÖZLER

Neleri bilmediğini bilen çoktur; önemli olan, neleri hiçbir zaman bilemeyeceğini bilmektir.(CENAP ŞEHABETTİN)

İnsanoğluna konuşmayı öğrenebilmesi için iki yıl dilini tutmasını öğrenebilmesi için altmış yıl gereklidir. (RESUL HAMZATOV)

En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır; çünkü bir insan genellikle inanmak istediği şeyin gerçek olduğuna inanır.(DEMOSTHENES)

Bildiğimizi zannetmemiz öğrenmemizin en büyük düşmanıdır. (C.BERNARD)

Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır.(Lao-Tzu)

DERS VEREN ÖYKÜ (Kıssadan Hisse)

Sobadaki Hikmet

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet, araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bir şeyler hazırlayıp ikram etmek için odadan çıkar. Konukların dikkati, odada kurulu soba üzerinde odaklanır. Soba yerden bir metre kadar yukarıda, altında dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı: "Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş; böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."

Fizikçi: "Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş."

Jeolog: "Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış."

Matematikçi: "Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış."

Antropolog: "Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı ne­deniyle sobayı yukarıya kurmuş." der.

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam boynunu büküp cevap verir: “Boru yetmedi de ondan efendim!"

Çok bilen çok yanılır.

Bilgisine aşırı güvenen kişi, bilmediği şeylere karışır ve yanılgıya düşer