top of page

Dağarcık - Mart 2013 (2. baskı)

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 11 Ara 2021
  • 2 dakikada okunur


DERVİŞLİK MAKAMINDA KABAĞIN ROLÜ


Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelir. Meşrebinin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir. Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir. Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir... Saç, sakal, bıyık, kaş, ne varsa hepsinden.


Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.


- Vur usturayı berber efendi, der.


Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş aynada kendini takip etmektedir.

Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:

- "Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım" diye kükrer.


Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Kuralı bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup, fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz. Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar. Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder: Kabak aşağı, kabak yukarı.


Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki,

gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır. Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir delikanlının karnına dalıverir. Kabadayı oracığa yığılır, kalır. Ölmüştür. Görenler çığlığı basar. Berber ise şaşkın, bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:

- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi? Derviş mahzun, düşünceli cevap verir: - Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın da

bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!


***

Ensemize, kafamıza vurup vurup dalga geçen sahte kabadayıların, kabağın da bir sahibi olduğunu, bu sahibin de en affetmeyeceği şeyin kibir ve kul hakkı yemek olduğunu unutmaya başlayanlar, koltuklarına, makamlarına, rantlarına yapışanlar bir gün anlayacaklardır.

Kimsenin hakkı asla kimseye kalmaz her an her şey yer değiştirebilir, kontrolü elimizde olmayan bir can ve kader, yalan dünya değil mi, kimse kendisini boş yere aldatmasın.


Comments


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page