Dağarcık - Mayıs 2010 (2. Baskı)

Mutluluk yanı başımızdayken neden finali bekliyoruz?

Hırs derken, daha fazlası derken bugünü ertelemeyelim,

sırf maddiyat için elimizdekinden de olmayalım.”

Zengin bir iş adamı tatilde, bir deniz sahilinde kumsala uzanmış keyif yaparken yanı başında kıyıya bir kayık yanaşmış; içinde ağzına kadar balık dolu koca bir sepet ve keyifli bir balıkçı. - Merhaba balıkçı, bu balıkları ne kadar zamanda tuttun? - Bir iki saatimi aldı. - Eee, niye biraz daha kalıp daha fazla tutmadın?. - Bu kadarı bize yetiyor da ondan. - Kalan zamanını nasıl geçiriyorsun peki? - Sabahları açılır, biraz balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım. Öğleyin biraz uyurum. Akşamları dostlarımla sohbet eder, eğlenirim. Oldukça meşgul sayılırım. - Bak, ben sana yardımcı olabilirim. Bu işe daha çok zaman ayırmalısın, daha büyük bir tekne bulup daha çok balık tutmalısın, oradan elde edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın, doğrudan işletme tesislerine satarsın, hatta zamanla kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Kısa zamanda balıkçılık sektöründe bir numara olursun. - Bunları yapmak kaç sene alır? - On beş yirmi yılda halledersin, ama sonrası daha parlak; zamanı gelince şirketini hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın. - Milyonlar ha! E… Sonra? - Sonra emekli olursun, küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen zevk için balık tutarsın, çocuklarınla oynar, öğlenleri uyursun, akşamları da arkadaşlarınla eğlenirsin. Nasıl mükemmel değil mi? - O zaman ne gerek var yirmi yıla? Şimdi benim yaptığım da bu değil mi?

***

Bir an olsun durup düşünmeli insan; bütün bu telaş ne için? Arada denize açılıp, çocuklarınıza zaman ayırıp, eğlenemedikten sonra, onca koşturmanın ne anlamı var? Hırsla örülü onca yılın vaat ettiği final, halen yanı başımızda duran mutluluksa, bu yarışa ne gerek var?

Ancak bu gelecek adına çalışmamak ya da yatırım yapmamak demek değildir. İçinde bulunduğumuz ya da görmezden geldiğimiz mutluluğu göz ardı etmemek gerekir.

-ooOoo-