Dağarcık - Temmuz 2010 (2. Baskı)

DERS VEREN ÖYKÜ

Yün Çilesi ve Çömlek

İki çömlek, iki sert adam gibi birbiriyle çatıştı ve ikisi de

kırıldı. Üstelik de ortalık toz toprak içinde kaldı...

Bilgenin biri oğluna iki tane yün çilesi vermiş ve akşama kadar bunları birbirine vurmasını istemiş. Oğlu akşama kadar bunları birbirine vurmuş. Vurdukça yünlerin içindeki toz toprak temizlenmiş, yünler parlamış, üstelik daha da güzelleşmiş. İkinci gün bilge kişi ona bir yün çilesi, bir tane de toprak çömlek vermiş ve aynı şekilde birbirine vurdurmuş. Yün yine güzelleşmiş, çömlekte ise bir değişiklik olmamış. Üçüncü gün bilge kişi ona iki tane toprak çömlek vermiş. Daha ilk vuruşta çömlekler parçalanınca bilge kişi evladını çağırmış ve bundan ne ders çıkardığını sormuş. Çocuk bir şey anlamadığını söyleyince bilge kişi anlatmış: İlk günkü yün çileleri iki anlayışlı, mülayim insanı temsil ediyordu. Hem birbirini kırmadılar, hem de birbirlerine çarptıkça olgunlaştılar, arındılar. İkinci gün çömlek sert adamı, yün çilesi anlayışlı adamı temsil ediyordu. Sert yumuşak olana çarptıkça, yumuşak olan ortamı dengeledi, yumuşattı. İkisi de bu işten zarar görmeden sıyrıldılar. Üçüncü gün ise iki çömlek, iki sert adam gibi birbiriyle çatıştı ve ikisi de kırıldı. Üstelik de ortalık toz toprak içinde kaldı...

Ders: İnatlaşmalar kimseye yarar sağlamaz...