Denemeler
- mrkati
- 28 Nis 2021
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 May 2021
ÜÇ TAHTA BASAMAK

İlk basamak gıcırdadı acı acı
Belli ki kırık dökük haline acıdı
Kaç idamlık geçmişti ki üstünden
Kaçının gözlerinde hasretti tüten
Artık kavuşulamayacak sevgiliye
Uzaklarda bekleyen ocağına evine
Kaçı haykırmıştı acaba korkuyla
Kaçı sövmüştü toplanan kalabalığa
Hiç ses çıkmadı kuruyan gırtlağından
Sadece yutkundu ve soludu burnundan
İkinci basamak daha sağlamdı sanki
Birden kalabalıkla göz göze geldi
Herkes gelmişti ölümünü seyretmeye
Küçük şirin bir çocuk takıldı gözüne
Dalgalanan onca nefretin arasında
Bakakaldı boş boş bakan çocuğa
Hayatı kadar boştu çocuğun gözleri
Bunca kinin arasında bu da bir şeydi
Gardiyan hafifçe iteledi omuzundan
O mu yoksa Azrail miydi sabırsızlanan
Ve son basamağa sürüdü ayaklarını
Ölmeye yürümek o kadar kolay mıydı
Birkaç fazladan nefes almak istedi
Az biraz daha bulutları görseydi
Biraz daha koklasaydı kasvetli havayı
Dinleseydi ağır ağır çalan mızıkayı
Bak işte sessiz sakin bekliyor cellat
Kim bilir bu alacağı kaçıncı hayat
Gülümsüyor mu ne belli belirsiz
Ne kadar büyük ne kadar kedersiz
Biliyor muydu acaba sonraki durağı
Ondan mı bu vurdumduymaz havası
İşte artık sadece o ve yağlı urgan
Neden hiç yok onun için ağlayan
Nerede umutları, sevinçleri, korkuları
Onca zaman yırtınıp peşinde koştukları
Neden gelmediler onu uğurlamaya
Değmez miydi sahte de olsa vedaya
Ne kadar da değersizmiş hayatı
Sehpaya ne kadar da çabuk çıktı
Topu topu çıkılacak üç tahta basamak
Bu kadar mı bitişik ölmek ve yaşamak
MUSTAFA KADIOĞLU







KADIOĞLU’nun “”ÜÇ BASAMAK””şiirini eleştirel gözle bir sorgulayayım dedim,vazgeçtim,Neden?Çünkü,şiir,ilk mısradan,son mısraya kadar SEHL-İ
MÜMTENİ olarak,bize göz kırpıyor.
Bu nedenle,kapa çeneni bre hadsiz,
ALKIŞLA,dedim