Entelektüel-Aydın
- rizakati

- 14 May 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 May 2021
Aydın, bilgi birikimini sosyal ve siyasi konularda halkı etkilemek ve şekillendirmek için kullanırken; entelektüel kişinin böyle bir çabası yoktur

Batı tüm kurumlarımızı dönüştürürken dünyamıza girmiş bu iki kavram Batıdaki özgün anlamları farklı olduğu halde bizde sanki aynıymış gibi kullanılmaya başladı. Böylece dilimizdeki kavram kargaşasına bir yenisi eklenmiş oldu..
Entelektüel, (intellectual, intellectuel) çok okuyan, okuduğunu doğru anlayan ve onları yeni düşünceler üretmede kolayca kullanabilen, felsefeyi anlayan ve gerektiğinde felsefe yapabilen, belli bir düzeyin üstünde IQ sahibi kişidir.

Aydın, (enlightened, éclairé ) 18.ci yüzyılda despot ve dogmatik Kiliseye karşı çıkan, bilimi rehber edinmiş Avrupa düşünür ve yazarlara verilmiş bir unvandır. Bu tür insanlar sayesinde Avrupa’da bir “Aydınlanma Çağı” gelişebilmiştir.
Daha sonra da bu unvan kavramlaşmış ve cahillik dairesinin dışına çıkmayı başarmış, batıl inançlarını yok etmiş, din, mezhep-ırk üçlüsünün dayattığı önyargılardan kurtulmuş, bilimsel ve akılcı düşünceye sahip kişilere aydın denilmiştir.
Entelektüel için zeki düşünür, aydın için akıllı düşünür diyebiliriz.
Zeka: (intelligence) Beynin öğrenme, anlama, problem çözme, çözüm üretme, bilinenlerden yararlanarak bilinmeyenleri ortaya çıkarma gücü ve zihinsel yeteneklerini kullanabilme özelliğidir.
Akıl (mind/raison): Düşünmek kavramak, bilmek, irade göstermek, karar vermek, hayal etmek, sezmek, dikkat etmek, hafıza ya kaydetmek ve zeka gibi beyinsel etkinliklerin tümünü kapsayan geniş bir olgudur. Sadece zekâyı değil aklın onlarca özelliğini geliştirebildiğimiz oranda akıllı sayılırız. Aydın yani akıllı düşünür olmak olağanüstü bir düşünsel duygusal ve ruhsal durumdur.

Entelektüel, toplumda seçkin statüye sahip kimsedir ve bize empoze edilen modernlik ve geleneksellik kalıpları içinde tutsak kalarak, yaşadığı topluma yabancı kalabilir. O, sınıfsal değişimlerin tarihini okumuştur. Tarihin bütün olay ve kişilerini bilir, kaynakları ve dayanakları tanır. Entelektüel için tarih, içinde büyük olayların meydana geldiği, büyük kahramanların çıktığı bir “geçmiş”tir.
Aydın için ise tarih; haldir, zinde ve hareketlidir, canlı ve akış halindedir. Aydın tarihi, kendi toplum zemininde, halkının tutum, söyleyiş, düşünce, duygu, gelenek - göreneklerinde ve kendi ruhunun derinliklerinde hisseder. Aydının bilimsel kaynağı; sokak, çarşı, pazar, iş yeri, tarla, toplumun adabı, kural ve gelenekleri dili ve konumudur.

Aydın insan direkt davranıştır, olayın kendisidir. Bir toplum, başlı başına bir fikir, düşünce sahibi olan entelektüel birikime sahip aydınları ne kadar çoksa o denli şanslıdır. .
Başka bir deyişle, her aydın entelektüeldir ancak her entelektüel aydın değildir. Aydın, bilgi birikimini, sosyal ve siyasi konularda halkı etkilemek ve şekillendirmek için kullanırken, entelektüel kişinin böyle bir gayreti yoktur; o elindeki bilgiye sadece sahiptir ve bu bilgiden ya hiç yararlanmaz ya da sadece kendi çıkarı için yararlanır. Aydın doğru bilgiyi yayarak toplumsal değişimi gerçekleştirmeye çalışırken entelektüelin halka karşı böyle bir kaygısı yoktur. Aydın, halkla iç içeyken entelektüel, halka karşı duyarsızdır.
Sonuç olarak bilgi birikimi olan düşünür eğer toplumuyla ilgileniyorsa, elin taşın altına koyuyorsa aydın oluyor; "Bana dokunmayan bin yılan yaşasın" diyorsa entelektüel olarak kalıyor.







Yorumlar