Çocukluğumda mahallemizden deve kervanları geçerdi
-Tek bir soru, hemşerim memleket nire? -Bu dünya benim memleket.
-Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? (Barış Manço)
Benim esas memleketim Aksaray. Orda doğdum, büyüdüm, ilkokulu, Orta Okulu, ve Liseyi orda bitirdim. Hasandağı'nın eteklerinde kurulmuş bir şehirdir Aksaray. Yüzlerce yıllık dokusu, ben liseyi bitirip yüksek öğretim için kenti terk ettiğimde henüz bozulmamıştı. Son elli yıl içinde her yer ve her şey gibi Aksaray da her bakımdan değişti.
Ayrıca, İmar Kanununa eklenen, 18. Madde belediyelere “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri, yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırma " yetkisi verince, Aksaray Belediyesi, yeni yollar, yeni caddeler, yeni iskan yerleri açmak için bağ ve bahçeleri gözden çıkardı; kenti sulayan su kanalları iptal edildi; böylece Aksaray bir çok kente göre çok daha fazla değişime uğradı. Modern bir kent olma uğruna, Aksaray'ı yeşilliğiyle yorgan gibi örten kavak ormanı gitti; yerini taş orman aldı. Yeni kuşaklar yeni bir kentte yaşıyorlar. Yüzlerce belki binlerce yıl çok az değişimle benim kuşağıma kadar varlığını sürdüren fiziki coğrafya ve yerleşim planı son 50 yıl içinde yepyeni bir çehreye büründü. Kent dokusu ve kentsel yaşam kalitesi çok değişti.
Her alanda olduğu gibi Aksaray'ın çehresinde de en kısa zamanda en hızlı değişimi benim kuşağım gördü, yaşadı desem abartmış olmam. Örneğin çocukluğumda Mahallemizden, deve kervanları geçer, kağnı gıcırtıları ortalığı inletirdi.
Okumayı seven, bilgiye aç, meraklı bir insan olarak orda yaşadığım süre içinde çok şey gördüm, duydum, yaşadım, bir şekilde haberdar oldum. Bildiklerimin bir kısmını şu veya bu vesileyle çevremle paylaştığım oldu. Şimdi de, bugüne kadar paylaşma fırsatı bulamadığım benim Aksaray'ıma ait belleğimdeki bilgiler benimle birlikte yitmesin diye Allah (cc) ömür, sağlık ve izin verirse burada paylaşmak istiyorum.
Konya ovasının devamı olan plato üzerinde kurulu kentin kuzeyi tepelerle çevrilidir. Selçuklu sultanı Kılıçaslan'a ait kümbetin bulunduğu tepeye Kılıçaslan tepesi derdik. Çocukluğumda ve ilk gençliğimde arkadaşlarla pek çok kez çıktığımız bu tepeden kuşbaşı
kente bakıldığında bir höyük üzerine kurulu çarşısından başka yeri gözükmeyen, yeşillikler (kavak ağaçları) arasında kaybolmuş bir şehirdi Aksaray. Bir diğer ünlü tepe de Bayram tepesiydi. Her iki tepe de taşıdığı tarihi anlam açısından çok önemli. Birinci tepede 2. Kılıçaslan´ın türbesi bulunmaktadır. İkinci tepede ise Bayram Baba denilen bir Allah dostunun türbesi varmış O tepeye de çıkmışlığım vardır ama türbeyi hatırlamıyorum; uzun yıllar ramazan topları bu tepeden atılırdı. İsmi de her iki anlamda BAYRAM TEPESİ diye bilinir. Aksaray´ı uzaktan tanıtan üç simge yükseltiden ikisi bu tepelerdir (üçüncüsü Hasan dağı).
Kentin merkezinde diğer iki simge de Ulucamisi ve Kızıl minare adıyla maruf (kırmızı kiremitten yapıldığı için) Eğri Minaresidir.
(Devam edecek)