Uluırmak
- rizakati

- 17 Nis 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Kas 2021
Her yandan akarsular ve bağlarla çevrilidir. Şehirden üç kanal geçer ve bunlar evlerin içinden akar. Şehrin içinde üzüm bahçeleri, bağlar ve bostanlar vardır.

"Burası Bilâd-ı Rûm'un en güzel ve sağlam şehirlerindendir. Her yandan akarsular ve bağlarla çevrilidir. Şehirden üç kanal geçer ve bunlar evlerin içinden akar. Şehrin içinde üzüm bahçeleri, bağlar ve bostanlar vardır."
Ben, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde sözünü ettiği, Yeşil Aksaray unvanını hak etmiş yeşillikler altında kaybolan kentte yaşadım. Benden sonraki kuşağın (oğullarımız) erken doğanları belki sonunu gördüler. Ama ondan sonra gelenler 2000li yıllarda doğanlar çok değişik bir Aksaray görüyorlar; eski Aksaray’ı resimlerden bile zor tanıyacaklar. Çünkü Aksaray’ın gözümün önünden gitmeyen o kuş bakışı yeşillikler içinde kaybolmuş halini gösteren fotoğraf zor bulunuyor. Bize her şeyi öğreten, gösteren google babada bile.


Belki bin yıl öncesinden gelen Aksaray'ın bağlık, bahçelik ve özellikle kavaklık bitki örtüsünün can suyunu Uluırmak ismiyle maruf Melendiz çayı ve onun kolları olan akarsu dağıtım ağı oluşturuyordu. Bu ırmak Aksaray'ın güneyinde Niğde ile Bor arasındaki Melendiz dağının (Hasandağı ile bitişik) eteklerinden çıkan Melendiz çayı etrafındaki küçük derelerle birleşerek Ihlara vadisi, Belisırma, Selime ve Yaprakhisar'ı geçerek (Mamasun barajı yapıldıktan sonra bugün Mamasun Baraj gölü içinde kalan) yerde Karasu deresiyle birleşir, sonra Kılıçaslan tepesinin arkasından, Kalanların altından Çipkiliğe ulaşırdı. Ah o Çipkilik! Bugün Kılıçaslan parkı adıyla piknik yeri olarak düzenlenen bu yer, benim gençliğimin çok güzel anılarına sahiplik eden yeşil alandı. Halk pek gelmezdi; daha çok gençlerin takıldığı yerdi. Deyim yerindeyse göz gözü görmeyecek fundalıklar altında, meraklı gözlerden uzak, gür çimenlerden oluşan doğal yeşil halı, gençler için idman ve piknik yeri, yaz mevsiminde bile suyu fazla eksilmeyen ırmak da, çimme (yüzme) ve balık tutmaya uygun bir yerdi.
Biz çimmek derdik Uluırmak'ta kulaç atıp, batıp çıkmaya. Mamasun barajı yapıldıktan sonra yüzmeye baraj gölünde başladık.

Evliya Çelebinin şehirden geçtiğini söylediği üç kanal hangileri bilmiyorum. Belki de Aksaray'ın kıraç tarım arazilerine su vermek için yapılan sağ ve sol sahil sulama kanalları yapılmadan önce şehrin içindeki bağ bahçe ve kavaklıkları sulamak için kullanılan Uluırmak ve onun bizim ırmak dediğimiz kolları olabilir. Bu kolların biri bizim mahalleden (Paşacık), çoğunlukla evlerin avlusunun içinden geçer ve arklarla, evlerin arkasındaki bahçelere can suyu olurdu. Irmak dediğimiz bu dere Çipkiliğin içinden ve Coğlakı'dan geçerek Ortaokulun (şimdi lise) ön avlusundan bizim evin avlusuna, oradan da yazılara kadar uzanırdı. Hasas, Meydan ve Nakkaş Mahallelerinin bağ ve bahçelerine su ulaştıracak su arklarına Başköprü'nün altına yapılmış bentle su verilirdi. Çocukken yaz günleri annemle dayımlara gittiğimiz zaman dayımın oğulları Mesut ve Abdullah (Saraçoğlu) ile bazı Hasaslı çocuklarla birlikte o köprünün altında çimdiğim vakidir.
Tanık olduğum bir bent de kentin çıkışında Gazhane yakınlarında ırmağın iki tarafında açılan kanallara su akıtırdı. Bu bendin altında ve daha ilerisinde de çimdiğimiz yerler vardı.
Bildiğim bentler bunlar. Ama kesin olarak biliyorum ki Uluırmağın suyu kollara, dallara ve arklara bölünerek Aksaray'ın tüm bağ, bahçe ve kavaklıklarını sulayacak mükemmel bir sulama şebekesi oluşturuyordu.








Yorumlar