top of page

Varolmanın Anlamı - II

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 7 May 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 May 2021

“Ölmüş görüneceğim, gerçekte ölmeyeceğim.” Ölüm, arkasında bir iz bırakan bir dönüştür: “İnsan susuzluktan ölecek olsa bile, bir dostu olması içini serinletiyor."

ree


ALINTI (devam ediyor)


KÜÇÜK PRENS VE FELSEFE


Küçük Prensin gezegeninde bir gün bir çiçek doğar. Küçük Prens ona bakar ama çiçek çok nazlıdır ve bundan rahatsız olur, gezegenini terk eder; çünkü bütün iyi niyetine ve sevgisine rağmen gülünden şüphe etmiştir. Bununla ilgili “onu sevmeyi bilmek için çok gençtim” der.

Pilot, bir kaza geçirir ve birden mutlak hiçlikle çevrili bir çölde bulur kendini. Kendi deyimiyle “Büyük Sahra üstünde uçağım kazaya uğrayana kadar, içimi dökecek gerçek bir dostum olmadan yapayalnız yaşadım. Motorumun bir parçası kırılmıştı”. Biraz dinlendikten sonra “tuhaf sesler” duymaya başlayınca uyandım: “Lütfen, bir koyun çizer misiniz?” İşte Küçük Prens ile tanışması böyle olur.


Sembolik İfadelere Örnekler

Uçaktaki aksaklığı bulmana çok sevindim”. Pilotun yaşamında ve çalışmasında eksik olan şey, bir sebep, bir anlam… Hepimizin içinde taşıdığı çocuğun o saf bakışı, bir sandığın içindeki koyunu görebilen, şeylere fiyat biçmeden ve güzelliği görebilen bir bakış.

Issızlığın, acı ve üzüntüden oluşan yalnızlığın ortasında, varoluşsal boşluk hissedilir: “Böyle, tek başıma, gerçekten konuşacak kimse olmadan yaşadım.” Pilotun hayatı, işi uçak üzerinedir: “Uçar bu. Uçak. Benim uçağım.” Ama sadece kendisi tarafından seviliyor daha yüksek bir değere sahip olduğu için değil ve bu tutunduğu son dayanak da kırılıyor: “Motorumun bir parçası kırılmıştı …”

Ölmüş görüneceğim, gerçekte ölmeyeceğim oysa.” Ölüm, arkasında bir iz bırakan bir dönüştür: “İnsan susuzluktan ölecek olsa bile, bir dostu olması içini serinletiyor.” Bir şeyleri sevgiyle görmeyi bilenler için hiçbir şey kayıtsız değildir.

Belirli olaylar arasındaki ilişkinin gece veya gündüz olması ilginçtir. Böylelikle pilotun çöldeki düşüşü, en yakın yerleşim merkezinden bin mil uzakta bir gecede olur. Küçük prensin ortaya çıkışı “gün ağarırken” gerçekleşir. Küçük gezegeni görünümüyle aydınlatan gül, “bir sabah, tam gün doğarken” gösterilir. “Beni evcilleştirirsen,” der tilki, “hayatım günlük güneşlik oluverir.” Uçsuz bucaksız çölde rastgele bir kuyu aramaya ihtiyaç duyduklarında pilot ve küçük arkadaşını yakalayan ıssızlığa akşam karanlığı eşlik eder. Çölde yürüyüşü sırasında Küçük Prens’in çiçeğine olan bağlılığını ve aralarındaki derin dostluğu fark etmesi, “şafakta” olur.

Yalnızlık, ıssızlık ve üzüntü gecede olur. Dostluk, bir arkadaşın varlığı, dünyayı ışıltı ve rahatlıkla doldurur. Güneş, sevilen kişinin görünümü ile doğar. Acı ve deneme içindeyken bile, yıldızlar kabullenmenin dinginliğini, anlamın neşeli farkındalığını sevenlere aşılar: “Bütün yıldızlar çıkrığı paslı birer kuyu olacak. Hepsi taze su sunacaklar bana…” Aynı şey tilkiye de olur: “Altın rengindeki başaklar seni anımsatacak artık. Başaklardaki rüzgârı dinlemeye can atacağım…”.(devamı var)

Yorumlar


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page