Viva La Muerte - Alev Alatlı
- rizakati
- 1 Haz 2021
- 2 dakikada okunur
"İnsanın makine tarafından ikame edilebilir bir konuma indirgenmeye başladığı aşama. Makinenin insana değil, insanın makineye hizmet eder hale geldiği aşama."

"Viva, La Muerte!" Yirminci yüzyılın son otuz yılında Türkiye insanının ortak ruhunu çözümleyen, yer yer belgesel nitelikli dörtlünün ilk romanı.
Romanda Alev Alatlı, Günay Rodoplu isimli aykırı bir aydın ile kırsal kökenli SHP'li bir iş adamı olan Şafak Özden'in ilişkisi üzerinden Türkiye, dünya, batı, sol, sosyalizm, ülkücülük, dinler ve buna benzer birçok şey hakkında fikirlerini anlatıyor.
Kitabın içerisinde sık sık Günay Rodoplu 'ya ait olduğu varsayılan bir romanın notları da var. Aynı zamanda Cemil Meriç, Kemal Tahir gibi üstatlardan alıntılar da yapılıyor.
Kitapta, Alev Alatlı'nın gözlem kabiliyetinin gelişmişliği dikkat çekiyor. Roman yönüyle bakıldığında zayıf olması yazarın, romanın kurgusunu ifade etmek istediği fikirler ve tespitler için romanı bir paravan olarak görmesiyle açıklanabilir. Nitekim bazı bölümler Günay Rodoplu karakterinin herhangi bir konu üzerine yaptığı uzun konuşmalardan oluşuyor ki yazıya dökülmüş hali uzun bir makaledir.
Kitabın içerisinde geçen gerçek isim ve mekanlar da kitabın cazibesini arttırmaktadır. Anlatılanların, birileri tarafından yaşanmış olabileceği düşüncesi sürekli olarak kendini hissettiriyor.
Roman ayrıca, nekrofili ile bireysel ve toplumsal davranışlarımız arasındaki ilişkiyi, milliyetçiliği, yeşil elma ve kekik kokan Anadolu insanını, simsar sosyal demokrat politikacıları, batı ve doğu çatışmasını, sınıflar arasındaki çatışmanın bireysel ilişkilere olan yansımasını da anlatıyor. Ölü seviciliğin karşısına yaşam seviciliği oturtuyor.
"Kadim Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları ile günümüz Avrupa ve Kuzey Amerika uygarlıklarının birbirlerine çok benzedikleri, insanoğlunun o gün, bugün değişmediği saptanmıştı. En önemli ortak özellik de, megamachine denilen yapılaşmaya duyulan hayranlıktı."
"Büyük Makine?"
"Evet. Megamachine, "dedi, Günay. "Mekanik araçların insani işlev ve amaçlardan koptuğu aşama."
"Yani?"
"Yani, insanın makine tarafından ikame edilebilir bir konuma indirgenmeye başladığı aşama. Makinenin insana değil, insanın makineye hizmet eder hale geldiği aşama." (Kitaptan alıntı)
Comments