top of page

Dağarcık - Aralık 2022

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 2 Oca 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Nis

Dış dünya hengâmesinin tek yaptığı şey, beni iç yolculuğumdan uzaklaştırmak; enerjimi, vaktimi, yoğunlaşmamı eksiltmek.

ree

Evet, insanları uyarmak istemiyorum artık. Geç de olsa öğrendim. Uyarmak ve kurtulma yolunda ilerletmek benim ne haddime. Belki insanlar uyarılmak istemiyor, belki değişmez kaderleri böyle. İnsanları değiştirmeye çalışmaktansa kendimi değiştirmeye çalışmak daha mantıklı değil mi? Kendimdeki eksiklikleri bırakıp başkalarının eksikleriyle uğraşmak abesle iştigal.

Aslında eksiklik kendi özümde. Kendimdeki eksikliklerle uğraşmak, insanları uyarmaktan daha zor. Ne akıl olarak, ne kalp olarak 'ol'amadım, 'olma'nın kenarına bile yaklaşamadım. Yaklaşamadım çünkü ömrümün ilk yirmi yılını sorgulamadan ve öylesine geçirmişim; gerçek manada ne aklımı ne de kalbimi besleyebilmişim. Sonraki yıllarda da akıl pîri düşünürlerin, kalp pîri dervişlerin ziyafet sofralarına oturmak varken yüzeysel söylemlerle, kuru ekmekle iktifa etmişim; cehl-i mürekkep içinde kalmışım. Yaklaşamadım, çünkü tembelliğim, iradesizliğim, azim eksikliğim ayağıma pranga oldu. Yaklaşamadım çünkü yol-yordam bilmiyorum, zifiri karanlıkta yolunu bulmaya çalışan bir seyyah gibiydim. Yaklaşamadım çünkü “el ne der, ele nasıl görünürüm” zaafımı üzerimden atamadım.

Bu duruma rağmen kendimi olmuş gibi gösterme çabalarım çok hazin, çok zavallı, çok utanç verici. Bu duruma rağmen kendimi önemli görmem ve kendi düşüncelerimi bile oturtamamışken başkalarına akıl vermeye kalkmam trajikomik. Bu duruma rağmen içeriden çok, dışarıya dönmem bir ahmaklık. Ben, içeride ne pişirebildim ki dışarıya yemek olarak sunabileyim? Aklım ne kadar hikmetli bilgi alabilmiş ve bunları harmanlayıp, yorumlayıp içselleştirebilmiş? Kalbim ne kadar saf, güçlü, şeffaf kalabilmiş? Kendimi bile düzeltememişken başkalarını nasıl düzelteyim? Kendimi bile ikna edemiyorken başkalarını nasıl inandırayım?

Evet, insanları uyarmak istemiyorum; ama kendimi uyarmak istiyorum artık. Bütün hikmetli sözleri işiteyim, yorumlayayım, içselleştireyim ve kendi değerlerim olarak ortaya koyayım istiyorum. Sonra bu değerleri eğip bükmeden hayatımın temeli yaparak düşüncelerimi, sözlerimi, eylemlerimi erdemli bir bina olarak o değerler üzerine dikmek istiyorum. Bütün bunları yaparken huzurlu ve saf bir kalp hayatım olsun istiyorum. Bu sonlu hayatta, kendimle ve Tanrı ile barışık olmak istiyorum. Bu isteklerimin sadece istekte kalmamasını, bunlara ulaşmak için devamlı yolda olabilmeyi istiyorum. Anlamak; fikir, his, eylem birliğine ulaşmak; dış dünya ne kadar dağdağalı olsa da içimde huzur bulmak istiyorum. Benim derdim hakikat; ben hayretle anlamak ve anladıkça hayretimin artmasını istiyorum. Hakikate hem akılla, hem kalple, hem bilgiyle, hem sezgiyle, hem düşünür olarak, hem derviş olarak, hem kendi başıma, hem etrafımda güzel insanlarla, hem her şey, hem de bir hiç olarak ulaşmak istiyorum. Hakikatin dışarıda değil içeride olduğunu düşünüyorum.

Dış dünya ve hengâmesinin tek yaptığı, beni iç yolculuğumdan uzaklaştırmak, enerjimi, vaktimi, yoğunlaşmamı eksiltmek; hem de karşılığında değerli hiçbir şey vermeden. Dış dünya çabalamalarım, yalancı bir kendimi tatminden öteye geçemiyor. Dış dünya çabalamalarım ne olduğumdan daha çok, nasıl göründüğümle ilgili; dolayısıyla kendi adıma boş ve değersiz.

İşte bu yüzden insanları uyarmak istemiyorum. İşte bu yüzden kendi güzel dünyamı kurmak istiyorum. ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM?

(Münferit Fikir Platformu, 05.10.2021)

 
 
 

Yorumlar


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page