Dünya Bir Tiyatrodur
- rizakati

- 14 Tem 2021
- 2 dakikada okunur

Gratiano: İyi görünmüyorsun Signior Antonio; dünyayı fazla önemsiyorsun. Aldığın
şeyin bedelini dertle ödediysen kaybettin gitti demek. Öyle değiştin ki bilemezsin. Antonio: Benim için dünya neyse odur, Signior Gratanio, bir sahne yani; herkesin de bir rolü var. Benimki dertli adam rolü. (Shakespeare, Venedik taciri)
İnsan yaşı ilerledikçe daha iyi anlıyor bu dünyanın bir tiyatro sahnesi olduğunu. Yöneticinin hangi kıstasa göre dağıttığını bilemediğimiz rolleri oynuyoruz. Ana babamızla, çevreyle, genetikle, tabiat ve karakterle ve zeka düzeyiyle daha doğuştan dağıtılıyor, belirleniyor rollerimiz; hiçbiri kendi seçimimiz değil. Ne var ki, kimimiz farkındayız bu oyunun, kimimiz ise kaptırıyoruz kendimizi oyuna ve perde kapanınca sahneyi terk edeceğimizi unutuyoruz. Kimimiz de oyunda olduğumuzu biliyor ve rolümüzü en iyi biçimde yaparsak ödül alacağımızı umuyoruz. Kimimiz de hayatın bir kurmaca olduğunu anlayınca her şeye boş verip, yöneticiyi öfkelendirmek bahasına baştan savma oynuyor rolünü..
Ben en fazla kendini rolüne fazla kaptırmış insanlara üzülüyorum. Üniformaya, makama, mala, mülke bakıp ta kendini diğer insanlardan üstün veya hakir gören zavallılar. Konuşmalar, tavırlar, bakışlar her şey yapmacık. Akşam olup da perde kapandığında, herkes evinde barkında makyajlarını temizleyip kendine dönse de rolünü 24 saat kesintisiz sürdürenler de vardır mutlaka. Yemek yemeleri, aileleriyle konuşmaları, sevişmeleri bile rol olan kişiler vardır mutlaka. Sabah oldu mu, herkes kostümünü makyajını tamamlayıp koşmalı hayat sahnesine. Çünkü perde mutlaka açılmalı; böyle kurgulandı bu oyun. İnsan rolünden ne kadar sıyırabilirse kendini o kadar insan oluyor bence, kendi olmalı insan. İyi ya da kötü, güzel veya çirkin ama kendi. Kimse gibi değil kimseye öykünmeden kimseye özenmeden. Satranç gibi, oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur. Unutmamalı.
Ayrıca, farkında olunmasa da insan ilişkileri teatral bir yapı izler: mekân kullanımı, beden dili, sözcük seçimi ve ses tonunu ayarlama, düşüncelerle duyguların yüzleşmesi, sahnede gösterdiğimiz ve yaşadığımız her şey. bizi var eden tiyatrodur. Düğün ve cenaze birer gösteridir. Günlük ritüeller de gösteridir; fakat öylesine kanıksanmışlardır ki farkına bile varmayız. Bir yandan gösteriş ve zenginlik öte yandan mahcup günaydınlar, ve sabah kahvesi; büyük tutku fırtınaları, bir meclis oturumu ya da diplomatik bir toplantı; hepsi tiyatrodur."
Dördüncü ayını geride bırakan "Dağarcık" da rolünü iyi oynayıp, üstüne düşeni elinden geldiğince güzel yapıp hafızalarda iyi bir izlenim bırakma umuduyla "yola devam" diyor.







Yorumlar