Editörden
- rizakati

- 10 Haz 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Tem 2021
İnsan ne tür bir niyetle yola çıkmışsa, günün sonunda o niyetin neticesiyle karşılaşır.

Niyet ve Akıbet
Dostlar selam. Üç ayı devirdik. Daha nice aylara ve dahi yıllara diyoruz. Meşhur sözde olduğu gibi: "Niyet hayır, akıbet hayır” inşallah. Başlangıçta, dağarcığımdaki işe yarayacağını umduğum şeyleri karşılık beklemeden paylaşma konusundaki halisane niyetimin sonucu, Rabbimin ilhamıyla çiçeklenen bir dizi, dökülenleri renklendirdi, zenginleştirdi.
Daha önce de söyledim: Okumayı seven, bilgiye aç, meraklı bir insan olarak Aksaray'da gördüğüm, duyduğum, yaşadığım, bir şekilde haberdar olduğum şeyleri, benimle birlikte yitmesin diye burada paylaşmaya başladım. Umduğum ilgiyi gördü. "Aksaray ve Biz" dizisi, dağarcığın en çok izlenen bölümü oldu Şükründen acizim.
(Bir işe başlarken ne tür bir niyet kurulursa, sonucu da o minvalde olur. Yani işin başındaki niyet hayırlı (sâlih ve samimi) ise akıbeti de hayırlı olur. Bu yüzden, insan kendi yapıp ettikleri hakkında, “Akıbet neden böyle şerre müncer oldu?” diye düşünecek olursa, öncelikle “Başlangıçta niyetim neydi?” diye kendi nefsini sorgulamak durumundadır. İslâmî kaynaklarda, “kalp, akıl ve iradenin fiile yönelmesi” veya “fiile yönelen irade” diye tanımlanan niyet, dinî-ahlâkî sorumluluk alanında adeta anahtar konumundadır. Bu yüzden niyet, klasik tasavvuf-ahlak kitaplarında "kulluğun sırrı", “amelin ruhu” gibi tabirler çerçevesinde ele alınır. Hatta çok sağlam kabul edilmese de çeşitli kaynaklarda, “Müminin niyeti amelinden hayırlıdır” şeklindeki çarpıcı bir söz, Hz. Peygamber’in hadisi olarak aktarılır. “Ameller ancak niyetlere göre değer kazanır” mealindeki meşhur hadis de “niyet” konusunda çok önemli bir mesaj içerir. Niyet ve akıbet meselesini teorik dinî çerçevenin dışına çıkartıp güncel ve aktüel alana taşıdığımızda da şunlar söylenebilir: Şayet bugün insanlığın geldiği nokta, insani ahlaki, vicdani açıdan savrulmuşluk ve hatta zıvanadan çıkmışlık noktasıysa, bu durum günübirlik süreçte spontane olarak ortaya çıkmış bir şey değildir. İşin başındaki niyetle doğrudan irtibatlı olarak tezahür eden bir şeydir. Çünkü işi başında niyet neye göre kurulmuşsa, akıbet de ister istemez o şekilde tecelli edecektir. Kur’an’da birçok kez bildirildiği üzere herkes bile isteye yapıp ettiği işlerin neticesini kesinlikle görecektir. Başka bir ifadeyle, her kim hangi niyetle ne tür bir iş yaptıysa, günün sonunda o işin neticesi –amiyane tabirle- kendisine yol, su, elektrik olarak geri dönecektir. İnsan bir yola çıkarken veya bir işe başlarken, ne tür bir niyet kurmuşsa, günün sonunda o niyetin neticesiyle karşılaşır.Mustafa Öztürk, Karar gazetesi 29.05.2021)
Velhasıl bu inanç doğrultusunda, niyetimizi bozmadan yola devam niyetinde ve azmindeyiz. Tevfik Allah (cc)dan. Bilgiyle ve sevgiyle kalın.







Yorumlar