Editörden
- rizakati

- 15 Oca 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Mar 2022
Ateş, senin kafanın içindeyken; dışarıdaki seni nasıl olmayan ateşten geçirebilir?

Dostlar selam!
Bugün düşünce dünyamızdaki büyük bir eksiklikten söz etmek istiyorum: Sorgulamak. Düşünebilme yeteneği olan beyinlere has bir özelliktir sorgulamak. Aslında sorgulamak, zeki insanlarda da olur... Sorgulamanın sonuçlarını değerlendirebilmek ise akıllı insanın başarabileceği bir iştir...
Sorulmayan sorunun cevabı olan ilim ele geçmez! İlim, soranın hakkıdır! Cevabın getireceği ilimden, ebeden mahrum kalır, sorgulamayan! Öyle ise, düşünen insanın ilk vasfı; sorgulamak, araştırmaktır!
Özellikle, ölüm ötesi sonsuz hayatta işine yarayacak şeyleri... Zira, yalnızca dünya yaşamında geçerli olan ilim, öte boyutta hiçbir işe yaramayacak; sonuçta burada günümüzü hoşça israf etmekten başka bir şey elimize geçmeyecektir.
Nakle, sorgulamadan körü körüne taklide dayanan Din anlayışı çoğunlukla akla, mantığa, ilme ve tefekküre dayanan Din anlayışına ağır basmıştır! Çoğunluk, kolaya kaçmış, “Beni düşündürme, ne yapacaksam onu söyle yapayım” anlayışı içinde, kendilerine düşünceden yoksun mahlûk muamelesi yapan önderler, âlimler çevresinde toplanmışlardır... Çünkü, insan topluluğu içinde, insanlıklarının liyakatini yaşayanlar, fevkalâde azınlıktadır.
Bütün bu gerçeklere karşın da, gene aynı topluluk; inkâr ettikleri sorgulama gerçeğinden hareketle bir yerlere gelen erenlerin, gerçek Din ilmini elde etmiş olanların çevresinde toplanmaktan geri kalmamışlardır asalak olarak. Çünkü fıtratları ötesine elvermemektedir.
Öğrendiğimiz her bir bilgi, düşüncemize ve günlük yaşamımıza yeni güzellikler eklemiyorsa; fark edelim ki kendimizi aldatmaktan başka bir şey yapmıyoruz! Diğerlerinden daha bir seviyeli dedikoduyla kendimizi farklı görmenin avuntusu içinde tükeniyoruz! Yeni ve farklı güzelliklere kanat açmak ümidiyle, sevgiyle ve bilgiyle kalın.
Alıntı:
"Bazı insanlar kızgın korlar üzerinde, üstelik de çıplak ayakla yürüyebilmekte, ayaklarına da bir şey olmamaktadır. Bu 3-4 metre uzunluğundaki ateş yığınını hiç acı çekmeden ve yara almadan yürüyerek geçenler bunu nasıl yapıyorlar?
Psikologlara göre ateş yürüyüşü henüz bilimsel yöntemlerle tam açıklanabilmiş değildir. Hiç bir dini inancı olmayanlar da dahil, ateşte yürüyenlere kendilerinin bu gücü nereden aldıkları sorulduğunda, tümü aynı cevabı veriyor: İnanç" (Bilim Vadisi)
“Sen, sendekini açığa çıkar da, geç ateşi” diyorlar... “Geçir beni ateşten” diyorsun. Ateş, senin kafanın içindeyken, dışarıdaki seni nasıl olmayan ateşten geçirebilir? (A. Hulusi)







Yorumlar