Evvel Zaman İzinde - 3
- rizakati
- 1 Eyl 2022
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Nis
AKSARAYLI ÜÇKARDEŞİN WHATSAPP SOHBETİNDEN NOSTALJİK ANILAR
(Ese'nin Sultan, Esoğlu'nun Burhan))

[22.11.2018]
BÜYÜK KARDEŞ: Evet, hepiniz gönlümdesiniz. Kardeşlerimin hiçbirinden incinmedim. Yalnız benim değil, çoğu insanın da gönlünde olduğunuzu biliyorum. Nasıl bilmem ki siz yardımsever Marangoz Mustafa ile gani gönüllü Semiye'nin çocuklarısınız.
Eskilerden bir anekdot: Akşam tam yemeğe oturacağız.
- “Mustavamcaa! Elektriğimiz yanmıyor. Karanlıkta kaldık! (Yemek beklesin! Komşunun karanlıktan kurtarılması daha önemli. Sigorta atmış, gidilir, onarılır. Işık gelir.)
- Allah razı olsun Mustavamca. Allah seni kabirde karanlıkta koymasın!” Bu sahnenin benzerlerine siz de tanık olmuşsunuzdur çok.
ORTANCA KARDEŞ: Ne güzel günlerdi. Komşuluk, yardımseverlik, insanlık vardı o günler de... ALLAH, ana babamızın günahlarını af, makamlarını cennet eylesin...
BÜYÜK KARDEŞ: Âmin!
KÜÇÜK KARDEŞ: Babamız gün ışığıyla ekmek derdi peşinde koşardı; ama mahalleli hakkı için 7/24 teyakkuzdaydı. Bir gece saat 3’te pencerenin altından “Kadıoğlu! Kadıoğlu! diye yalvarır ile rica eder arası bir ses tonuyla uyandım. Çağıran Çardaklı Ali idi. Kapıyı çalmaya cüret gösterememiş, ama yardım ihtiyacı içerisindeydi. Babam bir hazır kıta ruhu içerisinde yatağından fırladı, koştu hedefine. Olay, elektrik tellerinin Ali abinin evine yakın kısmında kontak yapıp alevler saçmasıymış. Babam bulabildiği yöntemlerle sorunu çözmüş, dönünce bize zevkle anlatmıştı
BÜYÜK KARDEŞ: Ne güzel anlattın o sahneyi. Allah senden razı olsun. Babamdan da razı olmuştur inşallah. Çok hayır dua aldı çünkü.
ORTANCA KARDEŞ Ne güzel günlerdi o günler. Tatlı bir hatıra kaldı o günlerden. Çardaklı Ali'nin köyden ilk geldiği zaman bizde kiracı olduğunu, bakkal dükkânı işlettiğini ve Ese'nin Sultan'ın, onun ikinci karısı olduğunu ve Ese emminin öteki kızının adını bilen var mı?
KÜÇÜK KARDEŞ: Abi sen de çok eskilere gittin. Ben Ali abinin bizim evde oturduğunu hayal meyal hatırlarım; bakkallığını bilmem. Kızı da herhalde Atike idi. Bisiklet kiraya veren Mustafa diye biriyle evlenmişti. Paramız olursa 10 kuruşa, 25 kuruşa üçtekerli, iki tekerli bisiklet kiralar idik. İki tur atmadan süre dolar, çağırırdı. Ben Ese emmiyi de öteki kızını da bilmem.
BÜYÜK KARDEŞ: Atike, Çardaklı Ali’nin ilk eşinden olma kızıydı. Köyden geldiklerinde evin nazenin kızı Atike, anasının üstüne gelen Ese'nin Sultan (Sultan aba) zamanında hizmetçi oldu (tam bir külkedisi öyküsü). Sancı Baba’nın köşeden (Ali Dede'nin oturduğu yer) aşağıda Zırıkların Ahmet'in evine kadar olan arazi Ese emminin idi. Mahallenin kadim kadastrosuna da girmiş olduk böylece. Öbür kızının adını ben de hatırlamıyorum.
ORTANCA KARDEŞ Kadastronun sonraki şekli de şöyle oldu. Köşeyi Memet Emin (Düriye aba. Dursun Abidin’gil) aldılar. Ali abi ilerisine güzel bir ev yaptırdı. Ev daha sonra Zırıhların Memed’e geçti. İkisi arasında kalan küçücük bir arsaya Bayramali emmi bir ev sığdırdı. Daha sonra Ali abi arsanın kalanına tekrar bir ev yaptırdı.
BÜYÜK KARDEŞ: Çardaklı Ali oraya ev yaptırdıktan sonra işleri bozulunca evi satıp Almanya'ya gitti. Dönünce bir ev daha yaptırdı gibi kalmış aklımda. Ordan ötesini bilmiyorum.
ORTANCA K: Aynen dediğin gibi.
KÜÇÜK KARDEŞ: Ne alaka demeyin gene benden bir enstantane: Mekan Piri Mehmet İlkokulunun üç basamaklı giriş kapısı; sahne olarak kullanılıyor. Bir müsamere sergileniyor geceleyin. Çocuklar rolleri paylaşmışlar; başrollerde Çardaklı Ali’nin büyük oğlu Metin ve Mevlüt dedenin torunu Dürdâne karıkoca rolünü oynuyorlar (bu yüzden dedikodular da çıkmadı değil); derken elektrik kesildiği için müsamere yarım kaldı; Kasap Yusuf’un Kazım o meşhur Silver bisikletinin dinamosuyla geçici aydınlatma sağladı; çok alkış topladı. Yaşım 5, bilemedin 6; oyunun analizini yapabilecek olgunlukta değilim; ama tiyatrocuların akıbetini soracak olursanız Metin’i Üniversite yıllarında İstanbul Yeni Kapı’da dolaşırken gördüm. Dürdâne, Şevket abinin evinde kiracı oturan Kayserililerin, ziyarete gelen genç akrabalarına abayı yakıp sırra kadem bastı.
BÜYÜK KARDEŞ: Maşallah! Ne güzel detaylı anlattın. Kahramanları tanıdık olunca bir başka duygu veriyor insana. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan dedikleri bu olsa gerek. Berhudar ol.
KÜÇÜK KARDEŞ: Memet abi sen söyle! O gece kuvvetle muhtemel sen de ordaydın. Bir yalanım varsa söyle.
ORTANCA KARDEŞ Kayıt yok; silinmiş olabilir. Ben o okula bir yıl gittim. O yıl okul geç açıldı. Bir iki ay da Zafer'de okuduk. Dürdâne ve Metin benden geri sınıflarda idi.
KÜÇÜK KARDEŞ: O senin kaderin. Sen Taşova Ortaokulunda da okudun.
ORTANCA KARDEŞ: Doğru. Sanat okuluna da Aksaray’da bir sene gittim.

KÜÇÜK KARDEŞ: Sen, Avanoslu Memet, Bayramalinin Hasan, Tahtasız Ahmet ve Hamdullah; ne güzel Konya’ya yolcu etmiştik sizi. Esoglu Burhan da size ilk yıl ufak bir yardım yapmıştı. Cin şişeden çıkmaya görsün. Bende anı çok sizleri rahatsız etmeyecekse dökmeye devam ederim.
BÜYÜK KARDEŞ: Çok okul gezenin anıları da çok renkli olmalı. Hele Mehmet’le ikimizin Taşova Hayatı başlı başına bir roman konusu. Şaban, sen devam et deşelemeye. Biz dile getiremesek de senin anlattıkların hislerimize tercüman oluyor. Öyle değil mi Memed gardaşım?
ORTANCA KARDEŞ: Muhakkak. Çok değişik ortamlarda çok şeyler yaşadık. Ama hafızada çok azı kalmış.
BÜYÜK KARDEŞ: Esoğlunun Burhan bakkaldı değil mi? İyi adam olarak anımsıyorum. Allah rahmet eylesin!
KÜÇÜK KARDEŞ: Rıza abim ne güzel rüzgâr üflüyor yelkenimize. Esoğlu Burhan’ın yapmadığı iş yoktu. En son evininin arkasında tavuk çiftliği kurdu; bakkal da işletti. Karısı Nevriye Nene'ye, çakma 1 lira yutturmaya çalışırken yakalanmıştım.
BÜYÜK KARDEŞ: Benim çocukluğumda, Esoğulların dükkânı Aksaray'ın en büyük marketi idi.
KÜÇÜK KARDEŞ: Abi senin dediğin çarşıdaki büyük bakkaliye; Burhan Abi'nin bir de evinin yanına açtığı mahalle bakkalı vardı. Esoğlu bir değil ki; bunun Burhan’ı var Damak Durmuş’u var. Durmuş kendini çarşıda konuşlandırmıştı; hatırı sayılır büyüklükte bir aktariye dükkânı vardı; 2 nolu Hükümet Caddesinde.
BÜYÜK KARDEŞ: İkisi önceleri ortak değil miydi? Burhan daha önce ne yapardı?
ORTANCA KARDEŞ Benim çocukluğumda hepsi birden, büyük bir dükkân işletirlerdi
BÜYÜK KARDEŞ: Evet, Ne ararsan bulunurdu o dükkânda. Okul ihtiyaçlarımızı hep ordan alırdık. (DEVAM EDECEK)
Meraklısına Not:
İç kalede bulunan eserler: Ulu Camii (Karamanoğlu Mehmed Bey Camii) (1402-1463), Zinciriye Medresesi (1336-37), Aksaray (Ak-Saray, XIII. yy), II. Kılıçaslan Hamamı (XIII. yy.), Yeni Hamam (XIX. yy.), II. Kılıçaslan Kervansarayı (eski yağ pazarı, XIII. yy.), Arasta (Belediye Binasının yeri, M. 1454-1455), Çorakçıların Hanı (XIX. yy.), Ekeciğin Hanı (XIX. yy.), Küçük Bey’in Hanı (XIX. yy.), Sarraf ve Mutafyan Hanı (Ese Oğulları’nın Hanı, 1906), Hükümet Binaları (1927) ve Kurşunlu Camii (XVIII. yy.)
Kaynak: Okan Özcan, Aksaray Selçuklu Eserleri, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü Yayımlanmamış Lisans Tezi, Eylül 1970; Bekir Deniz, Aksaray Kalesi) R.K.
Tulin Corakci Anil
Çardaklı Ali abi sanırım kamyon sürerdi . Atike’nin annesi Nazlı ablaydı . Üvey anne gelene kadar Atike ile oynardık . Sonra çocuk avutmaktan oyun yasaktı . Bir de Yakup abi vardı . Yaşar abinin abisi . Kazım'a koca kafa Kazım denirdi . Mahallemiz ile ilgili yazılarınızı kitap halinde görmek isteriz .