top of page

Kıyamet ve Göklerin Dürülmesi

  • Yazarın fotoğrafı: mrkati
    mrkati
  • 28 Eyl 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 19 Oca 2022

"Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edip tanımadılar. Kıyamet gününde bütün dünya O’nun avucundadır; gökler de O’nun kudret elinde dürülüp bükülmüştür. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan uzaktır ve yücedir." Zümer 67


Çoğumuz 2014 yılında gösterime giren Interstellar (Yıldızlararası) filmini izlemişizdir. Filmde kaynakları tükenen dünyada sona ermekte olan hayatı kurtarmak adına farklı yaşam alanları bulmak için yıldızlara yapılan bir seyahat konu edilir. Seyahat sırasında bir kara deliğin uzay gemisini çekim gücüyle etkilemesi ve zamanın bükülerek gemideki babanın daha seyahate çıkmadan önceki zamandaki küçük kızıyla temas kurması filmin en can alıcı sahnesidir.

ree

ree

1915 yılında Albert Einstein, yıllarca süren yoğun çalışmalarının ardından kütleçekimine ve uzay-zamanın yapısına olan bakışımızı kökünden sarsan bir makale yayınlar. Genel Görelilik Kuramı doğmuştur...

Kuram aklın sınırlarını zorlayan bir yapıya sahipti; kütleçekimi denen şey aslında uzay-zamanın geometrik yapısının; daha net olursak ‘eğriliğinin’ bir sonucudur. Uzay-zamanı eğip büken şey ise, kütlenin kendisidir. Her gök cismi, kütlesi oranında uzay-zamanı bükmektedir.

Fizikçi John A. Wheeler bu kuramı bir çırpıda şöyle özetler: “Uzay-zaman, maddeye nasıl hareket etmesi gerektiğini söyler; madde ise uzay-zamana nasıl eğrilmesi gerektiğini söyler.

ree

Şurası açık ki, bir yerde ne kadar ‘fazla’ madde varsa, orada eğrilik o kadar fazla. Ancak burada bir şeyin altını çizmek mühimdir: kütlenin büyüklüğü kadar; ne kadar hacim kapladığı da önemli... Yani yoğunluğu!

Bir galaksi devasa büyük kütleye sahiptir ancak aynı zamanda devasa büyük bir hacme yayılır. Bu durumda bu galaksi uzayzamanı daha az eğer diyebiliriz.


ree

Kara deliklere Genel Görelilik bakış açısı ile baktığımızda kara deliklerin kütleçekim alanının ve uzay-zaman bükülmesinin en ekstrem olduğu cisimler olduğunu görürüz. Olay ufkunda bükülme o kadar fazladır ki uzay-zaman kendi üstüne katlanarak olay ufkunu geçen cisimlerin sıkışıp bir daha dışarı çıkamamasına sebep olur.


ree

Dolayısıyla karadeliklerde geçmiş, bugün ve geleceğin üst üste dürülmesi mümkündür.


Uzay-zamanın üst üste dürülmesi ve tek bir nokta haline gelmesi mümkün ise bunun tersi de yani tek bir noktadan sanki dürülmüş katların açılarak, uzay zamanın, katlıyken açılıp serilmiş bir çarşaf misali genişlemesi de mümkündür. Tek gereken yeterince büyük bir çekim ya da itme gücüdür.


O zaman Zümer süresinin 67. ayetindeki kıyamet günü yani zamanın sonunda göklerin dürülmesinden yola çıkarak zamanın başlangıcının da dürülmüş tek bir nokta olduğunu varsayabiliriz. Enbiya suresinin 30. ayeti şöyle der: "İnkâr edenler, gökler ve yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?".Big bang teorisi de bu varsayımı desteklemektedir. Hz. Ali'ye atfedilen "İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı" sözü de her şeyin başlangıcının bir nokta ya da bir an olduğu cehaletin, eksikliğin sonucu olarak çoğulluğun ortaya çıktığı manasına gelebilir. Dolayısıyla subhan (eksiksiz) olan tekdir ve zamansızdır.

Geçmiş, bugün ve gelecek diye çoğalttığımız uzay-zamanın farklı fiziksel şartlar ve ortamlarda tek bir nokta, an olabilmesi bildiğimiz alıştığımız zaman kavramını farklı bir boyuta taşımaktadır. M.S. 571 yılında doğan Hz. Muhammed (S.A.V.)'in ilk yaratılan ruh olması ya da Cebrail'in vahiyleri aldığı perdenin arkasında Hz. Muhammed (S.A.V.)'in oturması gibi akla ters görünen rivayetlerin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.


Sonuç olarak yaklaşık 1500 yıl önce indirilen bir kutsal kitabın, son birkaç yüzyılda yaşamış ilim adamlarının, 7 yıl önce çekilmiş bir filmin aynı hakikatler etrafında dolanması her şeyin kaynağında mutlak ve tek bir aklın, ilmin olduğuna delalet eder. Bizim ise yapmamız gereken, hayatımız boyunca farklı vesilelerle yansımalarına şahit olduğumuz bu tek hakikate ulaşmaya çalışmaktır. Bunun dışında bir amaçla tüketilen bir hayat boşa geçmiş demektir.


 
 
 

1 Yorum


feratbeyaz
03 Eki 2021

Ufuk açıcı bir yazı. Kimde ne cevher olduğu bilinmez. Devamın bekliyoruz.

Beğen

© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page