top of page

Sepetçioğlu ve Dünkü Türkiye

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 9 Ağu 2021
  • 3 dakikada okunur


Türkler'e yol yordam öğreten Dede Korkut gibi Sepetçioğlu da ülkenin en karmaşık zamanlarında eserleriyle gençlere yol göstericilik yapmıştır.

ree

Tarih, bir milletin en güçlü hafızasıdır. Bu hafızanın yaşaması, nesillerden nesillere aktarılması milletlerin ayakta kalmasında, dirliğinde ve birliğinde olmazsa olmaz yapıtaşlarındandır. Tarihinden kopuk yaşayan milletler, köklerinden kopmuş bir ağaç gibi zamanla dünya üzerinden kaybolmaya mahkumdur.

İşte tam da bu noktada tarihçilere büyük görevler düşer. Milletlerin geçmişte yaşadığı başarıları, ibretlik olayları araştırarak bazen bir romanın çetrefilli sahnelerinde bazen de akademik araştırmaların belgelere dayalı sayfalarında topluma sunmak tarihçilerin görevidir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu, ömrünü kendi yaşadığı coğrafyanın tarihine adamış, bu topraklarda yaşayan herkese öz tarihini öğretmeyi gaye edinmiş tarihine sevdalı unutulmaz bir değerdir. Sepetçioğlu, adını asıl duyurduğu romanlarını 1970li yıllarda yazmaya başlar. Yani ülkenin karışık olduğu, vatan millet mefhumlarının zihinlerden silinmek istendiği karmaşa ortamında o, bugün bile ilgiyle okunan Kilit (1971), Anahtar (1973), Kapı (1973) ile başlayan 12 ciltlik nehir roman "DÜNKÜ TÜRKİYE" yi yazmaya başlar.. Anadolu’nun kapısının Türklere açılış mücadelesini ibretlik levhalar şeklinde anlatır.

Dede Korkut Türkler için bir yol göstericidir, zor günlerinde onlara yol yordam öğreten hatırı sayılır bir atadır. Onun gösterdiği yoldan giderek zorlukları aşan Türkler ona her zaman hürmet gösterirler. Sepetçioğlu da Dede Korkut gibi, ülkenin en karmaşık zamanlarında eserleriyle gençlere yol göstericilik yapmıştır. Gençleri köklerine çağırmıştır, tarihini öğrenmeye davet etmiştir.



DÜNKÜ TÜRKİYE (Nehir Roman)


1- KİLİT-1971 (Selçuklu üçlemesinin ilk kitabı):

Selçuk Türklerinde Kınık Boyu’nun, Orta Asya’dan gelen oymakları toplayarak birliği sağladıktan sonra yarı açılmış kilit olan Anadolu’ya akarak burayı vatan yapmaları; Bizans’ın bu akışı durdurmak için Peçenekleri kullanma çalışması, Alpaslan ve onu yetiştiren çevre anlatılır. 2- ANAHTAR-1972 (Selçuklu üçlemesinin ikinci kitabı):

Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’yu vatan yapmak için uğraşan beylerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerinin önemi, iktidar hırsından dolayı başlayan kardeş kavgalarının Türk birliğine-dirliğine verdiği zararlar üzerinde durularak Melikşah ve adamlarının Bizans içlerindeki aktif faaliyetleri anlatılır. 3 - KAPI-1973 (Selçuklu üçlemesinin üçüncü kitabı):

Selçuklu Türklerinin Anadolu’daki varlıklarını giderek güçlendirmeleri Bizans’ı rahatsız eder ve Türk birliğini bozmak, Türkleri Anadolu’dan silmek için faaliyetlerine hız verir. Bunu başarmak için bir yandan Haçlı Seferlerine, diğer yandan Hasan Sabbah fedailerine destek verir. Selçuklu beylerinin de zaman zaman iktidar hırsına kapılmaları birlik için en büyük tehlikedir. 4- KONAK-1973 (İlk Osmanlı üçlemesinin birinci kitabı):

Tarihin en büyük ve ihtişamlı devletlerinden birinin kuruluş macerası, bu kuruluşun harcına ruh üfleyen alperenler ve bu devletin kurucusu Osman Gazi’nin bir menkıbeden daha güzel, daha manalı ve gerçeklere dayalı destanî hayatı anlatılır. 5 - ÇATI-1974 (İlk Osmanlı üçlemesinin ikinci kitabı):

Kayı Boyu’nun, göçebe bir hayattan ve aşiret düzeninden yerleşik bir hayata geçerken karşılaşılan kültürel, sosyal ve ekonomik bazı zorluklar, Anadolu’nun batısındaki tekfurlarla olan mücadeleler ve ilişkiler üzerinde durulmaktadır. Artık çatı çatılmış ve geleceğe köprüler kurulmuştur. 6 - ÜÇLER YEDİLER KIRKLAR-1975 (İlk Osmanlı üçlemesinin üçüncü kitabıdır):

Osmanlıların Rumeli’ye geçişleri, bu geçişin altyapısını hazırlayan dervişlerin faaliyetleri, Orhan Bey zamanındaki siyasi ve sosyal çalkantılar, denize açılma isteği ve bunun felsefesi anlatılmaktadır. 7- BU ATLI GEÇİDE GİDER-1977 (Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin ilk kitabı):

Osmanlı Devleti’nin birliğini kökünden sarsan Fetret Dönemini hazırlayan sebepler, ikbal, ihtiras, kıskançlık, toprak hırsı gibi duygu ve düşüncelerin devlette açtığı yaralar üzerinde durulmaktadır. Savaş meydanlarındaki gazilerle, tekkelerde ve zaviyelerdeki erenler bu yaraları sarmak için aynı idealler etrafında birleşmişlerdir.

8- GEÇİTTEKİ ÜLKE-1978 (Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin ikinci kitabı):

Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü tehdit eden iç ve dış unsurların çabaları, Niğbolu Zaferinin önemi, Timur’un Anadolu’ya hareketini kışkırtanlar ve bunu engellemeye çalışanlar konu edilir.

9- DARAĞACI-1979 (Şeyh Bedreddin-Timur-Bayezid üçlemesinin üçüncü kitabı):

Ankara Savaşı’nın önemi ve Sultan Bayezid’in hazin sonunu takiben Osmanlı birliğinin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalması vurgulanır. Ayrıca Sultan Bayezid’den sonra şehzadeler arasındaki hilenin, ihtirasın, ikbal hırsının, benliklerini aşamamanın zararları ve Şeyh Bedreddin’in, kendisinin belirlediği sonu anlatılır.

10- EBEMKUŞAĞI-1980 (Fetih üçlemesinin birinci kitabı):

Anadolu’nun mânevî mimarlarında Hacı Bayram Velî, Akşemseddin, Horoz Dede’nin Osmanlı birliğinin yeniden güç bulması ve düşmana karşı birlik içinde hareket edebilmek için verdikleri çabalar, alp ve eren tipinin sentezi, Türk’ün Türk’ü öldürmesinden, kardeşin kardeşi düşman görmesinden duyulan rahatsızlık, iç kavgaların dış kavgalardan tehlikeli olduğu anlatılır.

11- SABIR-1980 (Fetih üçlemesinin ikinci kitabı):

Adalet, metanet, doğruluk ve sabrın her engeli aşacağı, Osmanlı Devleti’nin bu değerler üstünde daha da kuvvetli olacağı, devletin bekasında ve sağlam temeller üzerinde yükselmesinde mânevî dünyaları büyük insanların rolü anlatılır.

12 - GÜNDÖNÜMÜ:-1980 (Fetih üçlemesinin üçüncü kitabı):

İstanbul’un fethini hazırlayan sebepler, Fatih Sultan Mehmed’in azmi, dirayeti ve tarihi misyonu, fethin mana ve önemi.... çağ açıp, çağ kapayan Fetih anlatılmaktadır.


Yorumlar


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page