top of page

Sevmeden gerçek iman olmaz

  • Yazarın fotoğrafı: mrkati
    mrkati
  • 8 Oca 2022
  • 2 dakikada okunur

Hayatınızda gerçek sevgiyi tatmadıysanız imanınızı sorgulayın ve kalbinizi yumuşatmaya çalışın yoksa ölüm sonrası hayatta hoş olmayan bir akıbet sizi bekliyor olabilir.


Çoğumuzun bildiği meşhur hadis-i şerifi hatırlayalım: "Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır." Hz. Muhammed (S.A.V.)


Peki imanın altı şartını bilmek ve kabul etmek bizi kurtaracak mı? Gerçekten iman etmiş oluyor muyuz?


"Allah'a iman ettim yani varlığını, birliğini, emir ve yasaklarını kabul ettim" diyen biri hala emirlerine uymaya, yasaklarından kaçınmaya çalışmazsa bu nasıl bir kabul sayılacak?


Çalıştığınız işyerinde ay sonu maaşınızı alabilmek için işverenin koyduğu kurallara uyarken, size bir hayat veren olduğuna inanıp da O'nun kurallarına uymamayı nasıl açıklayacaksınız?


Kırılmasın, üzülmesin diye eşinizin, çocuğunuzun, ana babanızın bir dediğini iki etmezken, size gözler, kulaklar, gönüller verdiğine inandığınız O'nun isteklerini nasıl görmezden geleceksiniz?


Aldığınız yeni arabanın ya da evin her türlü bakımını, temizliğini hiç aksatmazken, ölene kadar kullandığınız bedenin yaratıcısını hiç düşünmeyecek misiniz?


Şimdi gelin kalbimizi bir yoklayalım; şu kısacık hayatınızda sevdiğiniz şeyleri düşünün. Bu bir insan, bir eşya, bir fikir, bir yer ya da bir eylem olabilir.

  • Sevdiğiniz hiç bir şey yok mu? O zaman kalbiniz tam taşlaşmış demektir, imanınız çok şüpheli, çok dikkat edin.

  • Sevdiğiniz şeyler varsa o zaman kalbiniz en azından biraz daha yumuşak, kurumuş çamur ya da kil kıvamında diyebiliriz. Biraz yol almışsınız demek ki.

  • Bu sevdikleriniz arasında, yaptığınızda, gördüğünüzde, sahip olduğunuzda, düşündüğünüzde gözlerinizi yaşartan bir şeyler varsa kalbiniz biraz daha yumuşak, hamur kıvamında diyebiliriz.

  • Peki hiç kendinizden fazla sevdiğiniz bir şey var mı? Uğrunda gerektiğinde canınızı bile feda edeceğiniz bir şey? Varsa gerçek ve mutlak sevgiyi tecrübe eden şanslı azınlık arasındasınız. Kalbiniz neredeyse sıvı kıvamına geçebiliyor demek ki.

Size cennet ehlini haber vereyim mi? Her zayıf ve güçsüz olan kimsedir. Bu kişi bir konuda Allah’a yemin etse Allah onun yeminini boşa çıkarmaz, yerine getirir. Size cehennem ehlini de haber vereyim mi? Her katı kalpli/kaba saba, böbürlenen, kibirli olan kimsedir.” (Buhari, Tefsir, 68; Müslim, Cennet, 46.)


Katı kalpte zerre kadar bile imanın var olması zor gibi görünüyor. O zaman acilen kalbinizi yumuşatmaya çalışın. İslamiyeti kabul etmeden önce kalbi, yeni doğmuş kızını canlı canlı gömerken, bebek uzanıp parmağını tuttuğunda bile durmayacak kadar katı, müslüman olduktan sonra da bunu her hatırladığında hüngür hüngür ağlayacak kadar kalbi yumuşayan Hz. Ömer'i (Allah ondan razı olsun) hatırlayın ve hiç vaz geçmeyin.


Çünkü tüm alemleri Hz. Muhammed (S.A.V.) hürmetine yaratan Allah'a iman etmek, Habîbullah dediğimiz peygambere ümmet olmak, sevgisiz, katı kalpler için çok mümkün görünmüyor.


Allah'ı en sevdiklerimizden de çok sevmeden, uğrunda her şeyimizi feda etmeyi göze almadan hakiki manada emirlerine uymamız, yasaklarından kaçınmamız olası değil, o zamana kadar namaz beden hareketlerinden, oruç aç susuz kalmaktan, zekat vergiden, hac turistik geziden öteye geçemiyor. Ortalık namazı, orucu terk etmeden insanlara zulmeden, hak hukuk tanımayan, kibrinden ayakları yere değmeyen, katı kalpli, Allah'a karşı laubali, marka müslümanlarıyla doluyor.


Kalbinizi dinleyin, Allah neresinde bir bakın, O'nun önüne hangi dünyalıkları koyuyorsunuz, nelere O'nun rızasından, sevgisinden çok değer veriyorsunuz, o zerre kadar imanınız gerçekten var mı, bir kontrol edin....


 
 
 

1 Yorum


feratbeyaz
10 Oca 2022

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”

Beğen

© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page