top of page

Unutulan Kamera, Anılarda Sinema

  • Yazarın fotoğrafı: rizakati
    rizakati
  • 17 Tem 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Nis

Edebiyat Sohbetleri:

Silahlara Veda (Ernest Hemingway)

Tanzer Güller anlatıyor



ree

Merhaba Arkadaşlar!

Geçtiğimiz gün fuarda bir kitap gördüm ve bu kitap beni Amerika anılarıma götürdü. 1990'lı yılların sonunda Amerika'nın Miami kentine yaptığım bir seyahatte, hiç üşenmeden üç-üç buçuk saat bir yol kat ederek bir tur otobüsü ile Amerika'nın en güney ucundaki West Adası'na gittim. Bu adaya gidişimin tabii ki hem turistik hem de edebi bir yönü vardı. Turistik yönü adayı görmek, timsahları görmek ama esas ziyaretimizin nedeni Ernest Hemingway’in kedileriydi. Altı parmaklı kedilerini görmek, Ernest Hemingway’in o yaşadığı, romanlarını yazdığı ortamı solumak, hissetmek ve o anı yaşamak, portföyümüze o müzeyi de katmaktı. Bu müzeyi gezip, yorgunluğumu atmak için hemen yakınında bulunan “İguana Cafe”ye gittim. Bir kahve söyledim ve fotoğraflara bakmaya başladım. Fotoğraflara bakarken kahvemi içtim ve hareket saati yaklaşan otobüsü kaçırmamak için apar topar otobüse doğru hareket ettim. Otobüs hareket etti; 10-15 dakika sonra ki neredeyse 10 kilometre uzaklaşmıştı ki West’ten otobüs, fotoğraf makinesi ve kamerayı “İguana Cafe”de unuttuğumu fark ettim. Tabii ki üzüldüm. Eğer fotoğraf makinesini orada unutmasaydım bugünkü sohbetimizi, Ernest Hemingway’in evinde kedileri de çektiğim fotoğraflar süsleyecekti. Ama yol boyunca anılara döndüm. 1960'lı yılların sonlarında seyrettiğimiz ünlü Ernest Hemingway’in eseri “Silahlara Veda” adlı filmi aklıma geldi; o anı hatırladım.

ree

İşte sohbetimizin konusu da “Silahlara Veda”. Ve Ernest Hemingway’in bu filmi. Film Beşiktaş'ın o tarihî “Kamburun Bahçesi” yazlık açık hava sinemasında oynuyor; iğne atsan yere düşmez. Çünkü filmin başrolünde genç kızların sevgilisi Rock Hudson, tabii ki biz delikanlıların sevgilisi Jennifer Jones ve dünya sevimlisi Vittorio de Sica oynuyor. Rock Hudson "Frederick” rolünde, Vittorio de Sica “Rinaldi” rolünde, Jennifer Jones da “Catherine” rolünde. Tabii ki filmin konusu aşk ve savaş. Savaşın içinde, savaşın korkusu içinde aşkın büyüklüğünü ve kutsallığını gösteren muhteşem bir film çevirmiş Amerikalılar. Zaten bildiğiniz gibi o tarihlerde ve hala ve hala Amerikan film endüstrisi dünyaya hükmeder ve bu film endüstrisi yoluyla da kültür emperyalizmini dünyaya yayar.

ree

Romana gelince, romanı yıllar sonra okuduğumda aynı tadı ve lezzeti alamadım. Çünkü bana göre kitapta edebiyat lezzeti yok. Ama tam bir Yeşilçam filmi izlenmesi gibi, okunması kolay. Bana göre kitaptan ziyade filmin izlenmesi daha çok tat ve lezzet verecektir. Çünkü aslında bu kitap, hani o John Ruskin gibi geçtiğimiz günlerde söylemiştik ya, iyi bir kitabı okumak için kazma küreği elinize alacaksınız, madene ineceksiniz o altın madenini yer yüzüne çıkaracaksınız. Emek istiyor. Bu kitap herhangi bir emek istemiyor; o altın madenini önünüze hazır getirmiş. Son derece okuması kolay diyaloglardan müteşekkil. Bir yaz kitabı olarak size bunu okumanızı, özellikle genç kızlara, kadınlara daha doğrusu tavsiye ederim. Çünkü genç kızların ve kadınların aşk her zaman gündeminde ve reyting alan bir konu.

Her ne kadar bu edebiyat lezzeti vermiyorum dese de Ernest Hemingway - bana göre tabii - Ernest Hemingway aslında söylemek istediklerini herhangi betimleme tasvir yapmadan edebiyat üzerine katmadan tak tak diyaloglarla söylüyor ve son derece sizi yormadan kitabını anlatıyor, yazıyor. Yani eskilerin deyimiyle “sehl-i mümteni” diyorlar ya, yani söylemesi kolay gibi görünen ama aslında kolay olmayan, benzerini yapmaya kalkıştığınızda zorluğu görünen bir kitap. Basit gibi gözüküyor, diyaloglarla sürüyor; ama kitap yine de, özellikle bu yaz günlerinde yormadan sizi mutlu ediyor. İyi okumalar diliyorum.

Sinemayla ve sanatla kalın!


ree

 
 
 

Yorumlar


© 2021 İstanbul - Türkiye

bottom of page