Yalan Dünya
- mrkati
- 29 Ara 2021
- 3 dakikada okunur
"Bu dünya hayatı ancak bir oyalanma ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!" Ankebut 64

Bu yazdığım klavye, baktığım ekran, oturduğum sandalye, dokunduğum masa, içtiğim çay nasıl yalan olur ki? Ödenecek faturalar, teslim edilmesi gereken raporlar, sevkiyat, tahsilat, maaş, ev, araba, anne, baba, aile, eş, çocuklar hepsi mi yalan hepsi mi boş? Ya hayallerim, korkularım, sevinçlerim, üzüntülerim, sevgim, nefretim?
Konuyu anlamak için biraz daha geniş düşünelim, bir şeyin var olması ne demek? Beş duyumuzla algıladıklarımız değil sadece, enerji, duygularımız, hislerimizle algıladıklarımız da var olanlar sınıfına giriyor. Peki kalıcılık ne kadar etkili? Yani bugün var olup yarın yok olacak bir şey gerçekten var mıdır? Geçici bir varlık söz konusu demek ki. Çevremde ve kendimde var saydıklarımın ne kadarı geçici? Cevap biraz acı, neredeyse hepsi.
Bu klavye bozulacak, dağılacak, paslanacak, ekran kararacak, sandalye kırılacak, masa çürüyecek, çay bitecek. Ama durun biraz paslanacak ama yok olmayacak, kırılacak ve kullanılmayacak ama yine de kırık dökük de olsa, parçalarına da ayrılsa bozuk klavye, kırık sandalye, çürümüş masa olarak kalmayacak mı, var olmayacak mı?
O zaman konunun biraz daha derinine inelim. Tüm bu eşyanın özüne madde diyoruz. Maddenin en bilinen üç hali de katı, sıvı, gaz. Canlı cansız tüm maddeler zamanla ve dış etkenlerle bu üç hal arasında değişip duruyor. Dış etkenler arasında da en etkilisi ısı. Her maddeyi yeterince ısıtarak ya da soğutarak bu haller arasında dolaştırabilirsiniz.

Herkesin en temel fen bilgisi olarak öğrendiği şu kuralı hatırlayalım; madde ısıtılırsa sıvıya, sıvı ısıtılırsa gaza dönüşür. Peki gaz ısıtılırsa ne olur?
1800'lerin sonunda sorunun cevabı maddenin dördüncü hali olarak bulunmuş; plazma hali.
Gazlar ısıtılmaya devam edilirse elektronları atomlarından ayrılarak madde plazma haline geçiyor. Mesela suyun plazma haline geçmesi için gerekli sıcaklık 100.000 derece. Peki nedir bu plazma halinin özellikleri;

Yüklü parçacıklardan oluştuğu için elektrik alandan ve manyetik alandan etkilenir. Ayrıca iletkendir, elektriği iyi iletir. Oysa gazların çoğu yalıtkandır, elektriği iyi iletmez.
Tıpkı gaz gibi belirli bir şekli ve hacmi yoktur.
Maddenin bu halinde kimyasal tepkimeler gaz halindekine göre daha hızlı gerçekleşir.
Plazmadaki iyonlar ve elektronlar hareket ettikleri için manyetik alan oluşturabilirler.
Manyetik alanda hapsedilebilirler. Nükleer füzyon araştırmalarında bilim insanları çok yüksek derece sıcaklıktaki plazmayı manyetik alanları kullanarak kontrol edebiliyor.
Manyetik alana maruz bırakıldığında ipliksi ya da katmanlı şekiller oluşturabilir. Aşağıdaki plazma topu resminde olduğu gibi.

Yani özetle plazma haline geçebilsek her türlü maddi sınırlamalardan kurtuluyoruz. Sadece manyetik ve elektriksel alanlardan etkileniyoruz. Tepki ve etkilerimiz de maddi halimize göre çok daha hızlı oluyor. Kısaca çevremiz ile ilişkimiz ve algımız çok farklı bir boyuta geçiyor. Acaba kıyamet sonrası ahiret alemi dediğimiz boyut bu mu?
Bu ekran, sandalye, ben, ne zaman plazma haline geçeceğiz? Cevabı Tekvir suresinin 1. ve 13. ayetleri arasında;
(1) Güneş dürülüp karardığında;
(2) Yıldızlar dökülüp söndüğünde;
(3) Dağlar sökülüp yürütüldüğünde;
(4) Doğuracak develer başı boş bırakıldığında;
(5) Yabani hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde;
(6) Denizler kaynatıldığında;
(7) İnsanlar (amelleriyle) eşleştirilip (buna göre) şekillendirildiğinde;
(8-9)Diri diri gömülen kıza hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda;
(10) Defterler ortaya serildiğinde;
(11) Gökyüzü sıyrılıp açıldığında;
(12) Cehennem ateşi harlatıldığında;
(13) Cennet yaklaştırıldığında;
6. ve 12. ayetler yani denizlerin kaynatılması ve cehennem ateşinin harlatılması ciddi manada bir ısı artışına işaret ediyor. Bu da bildiğimiz manada maddi dünyanın yok olması ya da başka bir deyişle her şeyin plazma haline geçmesi demek. Ya da henüz ulaşıp test edemediğimiz sıcaklık seviyeleriyle daha ileri bir hal söz konusu olabilir. Unutmayalım çok da uzak olmayan güneşimizin merkez sıcaklığının 15 milyon derece olduğu tahmin ediliyor.

Güneş ile dünya arasındaki mesafenin aradaki çekim gücüne bağlı olduğunu düşünürsek, bu çekim gücünün de her iki gök cisminin kütlesinden kaynaklandığını bilirsek, güneşin kütlesinin yüzey patlamalarıyla, dünyanın kütlesinin de düşen meteorlar ve uzaya salınan hidrojen gazı miktarıyla değiştiğini öğrendiğimizde, dünyanın güneşe yaklaşmasının ve kavrulmasının ihtimal dahilinde olduğunu da anlarız.

Baştaki sorularımın cevabı belli oldu, bilgisayarım, sandalyem, masam, evim, arabam, ben, ailem, dostlarım, düşmanlarım, tüm dünya ve içindekiler eninde sonunda kavrulup bildiğimiz halden, manadan yok olup, farklı bir halde tekrar var olacağız. Bugün beni bu kadar meşgul edenler acaba o haldeyken ne kadar umurumda olacak ya da bugün özlediklerim, kaçtıklarım, sevdiklerim, nefret ettiklerim o haldeyken ne ifade edecek?
Acaba geçici olanlarla bu kadar oyalandığım için ne kadar pişman olacağım? Ara sıra da olsa neyin kalıcı olduğunu düşünmek bana fayda sağlayacak mı?
Kim bilir, zamanı gelince hep beraber göreceğiz.







Yorumlar